Posta Güvercini Hızlı Bilgi

Posta Güvercini Hızlı Bilgi
PostaGüvercini

Beni İzle ..

1 Mayıs 2011 Pazar

Hülya Avşar acımasız "keseri" ni yine kullandı !..

Ayşe Özyılmazel yazdı: ’’Yemezler Hülya hanım!’’


Cumartesi sabahı... kahvaltımı ettim, çayımı yudumluyorum ve düşünüyorum; bu dünyada tekamül edemeyeceksek niye yaşıyoruz?



Bir arpa boyu insanlıktan nasibimizi almayı beceremeyeceksek niçin nefes alıyoruz?
Kıskançlıklarımızı, nefretimizi, kötü duygularımızı törpüleyemeyeceksek, maddiyatla şöhretle imtihanımızı veremeyeceksek biz kendimizi nasıl adamdan sayabiliyoruz?
Annemin demlediği Bergamut kokulu çaydan bir yudum daha alıyorum. Sonra kafamı kaldırıp anneme bakıyorum...
Bir şeyler okuyor... O zaten hep okuyor, yazıyor, çiziyor... ne kadar pürüzsüz bir ruhu olduğunu düşünüyorum.
Annem aklımdan geçeni bilmiyor, az sonra yazacaklarımı bilmiyor. Aslında ben bu sabah bir abimin telefonuna uyandım.
Sinirden çıldırmış, avaz avaz bağırıyordu; "Bu sana yapılır mı, bu kadın kendini ne zannediyor, kim bunlar!!!" Cuma gecesi olanlar olmuş, ekranda bir rezilliktir almış başını gitmiş meğer...
Hülya Avşar yine şov programı yapıyor ya, konuklardan biri Murat Dalkılıç’mış. Programda gazeteci kimliği altında pek de adını duymadığımız birileri çıkıp sorular soruyormuş.
Bunlardan biri kalkıp Murat’a hani benim "Bir erkekle de aldatıldım" demecinin suyuna banmak istercesine aynen şu soruyu sormuş; "Ayşe Özyılmazel’in bir erkekle yakaladığı sevgilisi kız mıydı?"
Bravo! Murat kemküm ediyor.
Hülya Avşar da istemem yan cebime koy edasıyla sanki hoşuna gitmemiş gibi; "Aaaa çok ağır bir soru oldu" diyor.
Ya bırak Hülya Avşar! Allah rızası için bir aynaya dön de bak ve bırak bu işleri.
Bir kere yemezler!
O iğrenç, seviyesiz ve hadsiz soruyu sordurduğun kişi senin tetikçin, evinden çıkmıyor, kardeşin Helin’in basın danışmanlığını, menajerliğini falan yapıyor.
Bunu bilmeyen yok!
Kalkıp adamı hiç tanımıyormuş ayaklarına yatman da komik.
Bir daha yemezler Hülya Avşar! Senin programında senden habersiz kuş uçurulamaz. Sen her şeyi planlarsın. Sen stratejistlerin kraliçesisin.
Ama yanlışsın ve de toptan yanmışsın!
Çünkü bu ucuz numaraların, faullü ya da ofsaytlı olsun olmasın yeter ki doksana gol çakıp, basına haber olmaların devri geçti.
Bunlar çook eskilerde kaldı. Prim yapmıyor.
Otur! Sıfır!
Konuğunun kafasına ayakkabı fırlatacağına, kedi köpek çıkartıp işeteceğine, onun bunun poposunu elleyeceğine, basın danışmanın üzerinden bana "Lezbiyen" dedirteceğine adam gibi program yap.
Mesela çağı yakala, oku, gençleri takip et, vizyonunu geliştir, kendini değiştir.
Bendeki de salaklık, daha iki gün önce cansiperane şekilde seni ve kızını korudum köşelerde.
Annesindir ya... canın yanmıştır ya...
Çayım bitmiş... Kafamı kaldırıp kendi anneme bakıyorum bir daha. Demini almış kadın, demini almış insan nasıl olur diye hatırlamaya...
Sen belki iyi bir anne olabilirsin ama iyi bir insan değilsin Hülya Avşar!
Senin etin, kemiğin, kanın, bedenin şöhret olmuş, reyting olmuş, canavar olmuş.
Kendi ayakları üzerinde duran, koca-sevgili parası yemeyen, köpek gibi çalışan, okuyan, daha çok öğrenmeye çalışan, hayata tırnaklarıyla tutunan, bazen düşen, bazen dimdik devam eden genç bir kadını bir saniye bile düşünmeden harcarsın işte.
Senin her yanın pas tutmuş.
Üstelik bir kız annesi olacaksın. Peh!
Senin reytinglerden gözüne perde inmiş.
Şimdi ben sana kalkıp sorsam (ben maşa etmem soracağımı kendim sorarım abla); "Saadettin’in seni şutlama sebebi onu bir kadınla aldatman mıydı?" diye ne yapardın?
Bırak bu işleri Hülya Avşar.
Ve unutma bu dünyada yapılan, bu dünyada ödenir. Dünyanın kanunu böyledir. Senin de kızın var. Senin çoook parlak bir geçmişin var.
Allah ne yapacağını çok iyi bilir.
Acilen aynaya bak kuzum! Acilen!

Ayşe ÖZYILMAZEL





SACİT ASLAN YORUMU

Ayşe Özyılmazel,
Yazdığın yazından da anlaşıldığı gibi çok ama çok üzüldüğün belli...
Ancak, inan ki bunların tamamına zerre kadar üzülmene değmez.
Çünkü, bu davranış biçimi, Hülya Avşar’ın kronikleşmiş eski bir hastalığıdır!..
Hülya Avşar’dan hançer yemek istemiyorsan asla ona iyilik yapmayacaksın!..
Kim ki, kendisine iyilik yapar...
Kim ki, en kötü durumda yanında olur...
Palazlandığı an, bil ki hançeri sırtından ilk o yer!..
Yıllar önce B.Maksim gazinosundan nasıl kovulduğunu benden iyi kimse bilmez, hemde ne kovulma!..
Bir tek Şenay Düdek iyi bilir..
O zamanlar, bir Artistin bu şekilde haysiyeti ayaklar altına alınarak kovulmasına karşı durmuş Hülya Avşar’ın gıyabında kendisini sonuna kadar savunan ben, yıllar sonra ne büyük bir hata yaptığımı anladım...
Bu yaşanan üzücü olaydan kısa bir süre sonra Stardust gazinosu ile anlaşmıştı..
Bende eşim yasemin ile birlikte, son derece küçük düşürülerek Maksimden kovulan Hülya Avşar’ın Stardus’taki ilk gecesine gittim, hemde kimleri karşıma alarak!...
Gel gör ki, o Hülya Avşar, yıllar sonra, en hassas olduğum konuda beni sırtımdan hançerledi!..
Dolayısıyla, Hanımefendinin! tarzı bu!...
Gelelim senin konuna...
O çok muhterem gazeteci!, Hülya Avşar’ın bilgisi olmadan, Murat Dalkılıç’a senin için o çirkin ve son derece basit soruyu sorabilir mi?...
Asla soramaz...
Beni en çok güldüren durum ise; Hülya Avşar’ın, o çok muhterem!! gazeteciyi hiç tanımıyormuş gibi duruş sergilemesi!..
Bi’de demez mi "lütfen kendinizi tanıtın!.." diye
Ya hanımefendi, o zat-ı muhteremi siz tanıtsanız daha iyi olmaz mı?...
Kapalı kapılar ardında gayet iyi tanıdığınız ve sizin bir dediğinizi iki etmeyen bu muhterem şahsiyeti! alenen tanımazlıktan gelip kendisine hakaret etmiş olmuyormusunuz?..
Siz ve kardeşiniz Helin hanım gayet iyi tanıyorsunuz kendisini...
Ayşe Özyılmazel’i yazdıklarını, şarkısını, sesini, kılık-kıyafetini, kısaca bir çok şeyini eleştirebilirsin, ancak genç bir kadına "lezbiyen" imajı yaratmak için adam kullanamazsın ve zan altında bırakacak tavır sergileyemezsin...
Unutma ki sende genç bir kız annesisin...
Kız kardeşin Helin Avşar’a, Mikenos ve Tuvalet mecaralarını sorduğumuz zaman çok üzülmüş ve araya o muhterem gazeteci! başta olmak üzere bir çok ricacı koymuştunuz ve bende sizi daha fazla üzülmemeniz için haberi kaldırmıştım hatırlarsanız..
Ancak görüyorum ki, 50 yaşında olmana rağmen, 30 sene evvel eline geçirdiğin "keseri" başkaları için hala acımasızca kullanıyorsun...
Zamanında kızın hakkında sorulan bir soru için nerdeyse muhabiri dövüyordun..
Kendi hakkında sorulan bazı sorulara güya "kendini aşmış" insan imajına bürünürken, biraz olsun başkalarının da şerefini ve haysiyetini rencide edecek ortamları yaratmaktan vazgeç..
Vazgeçmende çok büyük fayda var...
Gün gelir sana öyle şeyleri sorarlar ki, cevapsız kalır, çok üzülürsün!...
Sacit Aslan


Ayşe Özyılmazel yazdı: "Yemezler Hülya hanım!" - MEDYA - SacitAslan.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Kim,kimdir, kiminle, nerede, ne zaman, nasıl, neden, nedir ?. Gereksiz Haber Dedikodular